Birlikte Üretmek
Açık kaynak deyince aklımıza genelde ücretsiz olarak indirebildiğimiz yazılımlar gelmekte, fakat 2001 yılında açık tasarım (open design) kavramından ilk kez bahsedildiğinde Ronen Kadushin’in dikkat çekmek istediği nokta insanların üniversitelerde aldıkları eğitimlerin denemelerden uzak sadece kağıt üzerinde formüllerden uzak olduğuydu. Ona göre bir tasarım öğrencisi tasarımını denemeli ve bazen de sadece üretmek için üretebilmeliydi.
Sanayileşme ile kapalıya dönen bilgiler yüzyılımızda tekrar açık hale gelmeye başladı. Bunda hacker kültürünün ve internetin etkisi büyük. İnternetle birlikte insanlar üretmeye ve yapmaya dair bilgi ve deneyimlerini internet üzerinden paylaşmaya başladılar. Belirli ürünler çevresinde topluluklar oluşmaya başlarken insanların arasındaki bu etkileşim ile ürünler ve teknolojiler gelişmeye başladı. Bu noktada açık kaynak üzerine çalışan bir topluluğun yapısından daha ayrıntılı bahsetmem gerekebilir. Kaynak geliştiricisi tarafından kullanıcılar ile paylaşılır, kullanıcılar gerek buldukları hataları bildirerek gerek bu hataların nasıl çözüleceğini de sunarak kaynağa katkı sağlamaya başlarlar. Böylece açık kaynak topluluk oluşmaya başlar. Katkıların içerisinde kaynak için yeni özellikler de söz konusu olabilir. Bu durumda kaynak geliştiricisini ve ürünü korumak gerektiğinde kullanılmak üzere kaynakla birlikte sunulan lisans devreye sokulabilir. Bu hem geliştiricinin haklarını korumak ve ürünün başkası tarafından sahiplenilmesini önlemek hem de ürünün sınırlarını ve temellerini belirlemek için kullanılır. Geliştirici dediğimiz ürün tasarımcısı, yazılımcı, mühendis, herhangi biri olabilir, kaynak da aynı şekilde sadece yazılım ürünü değil bir donanım veya bir ürün tasarımı da olabilir.
Açık kaynakla birlikte ortaya çıkan bir diğer kavram ise açık inovasyon. Bu kavramın çıkış noktası belirli bir şirket ya da kurumun ortaya attığı sorun üzerine ilgi duyan herkesin kendi alanlarında katkı sağlamasıyla ortaya bir çözüm çıkmasıdır. Örnek olarak 2009 yılında açık kaynak olarak tasarlanan Fiat Mio arabası gösterilebilir. Arabanın koltuklarından logosuna kadar her bir ayrıntısı katkı sağlayan potansiyel kullanıcılar tarafından tasarlanmıştır. Şirket ya da kurumların açık inovasyon projelerle amaçladığı çalışanları olmasa bile projelerine katkı sağlayabilecek insanlarla etkileşime geçmek ve gerek ürünün gerekse teknolojini gelişmesini sağlamaktır. Açık inovasyona ek olarak şirketler bugünlerde giderek popülerleşen ortak çalışma alanlarına ve FabLab veya Makerspace adı verilen ortak üretme alanlarına da yine benzer nedenlerle yatırım yaparak hem teknolojilerin gelişmesini desteklerken hem de yenilikleri takip etmeyi amaçlarlar.
Açık kaynak, açık tasarım veya açık inovasyon sadece karmaşık yazılımlar ya da son teknoloji ürünleri ortaya çıkarmayı amaçlamaz. İnternet ile sadece bilgilerin değil sorunların paylaşımı da mümkün oldu, böylece insanlar dünyanın öbür ucundaki bir toplumun sorunlarından ve ihtiyaçlarından haberdar olabiliyor. Açık kaynakla birlikte insanlar kullandıkları yazılımlar ve ürünler hakkında daha fazla bilgiye ve meraka sahip oldular denilebilir. Çünkü, kaynağa katkı sağlayabilmek için onu anlamak ihtiyaçlarını ve geleceğini görebilmek gerekiyor. Bu da pek çok farklı açıdan farkındalığı yüksek kullanıcılar ortaya çıkarıyor. Açık kaynak kullanıcılarının sorunlara olan yaklaşımları sayesinde dezavantajlı bölgelerde yaşayan insanların zorlu sorunlarından şehir insanının günlük sorunlarına kadar farklı çözümler üretilebilmekte. İşte bu noktada hem sorunları çözmek, açık kaynak teknolojileri öğrenmek hem de bunları güzel bir bahar gününde üretirken kullanmak için InnoCampus Üreten Festival’i düzenliyoruz.
Festival kapsamında eğitimden, insansız hava aracına, 3B yazıcıdan akıllı bahçelere, hatta normal bir 3B yazıcı bana yetmez derseniz seramik 3B yazıcı üzerine de çalışma imkanı bulabilirsiniz. Başvuru için websitemizi ziyaret edebilir veya merak ettikleriniz için yaplab@innocampus.org adresine mail gönderebilirsiniz.